TV açık, akşam haberleri var.. Dertler, sıkıntılar bitmiyor tabi ve her geçen gün daha da bir katılaşıyor ya da haberciler işlerini daha iyi yapıyorlar! Fakat haberler hep bu topraklardan (ki bi de kendi iç hesabı var, o da Türkiye'yi İstanbul sanmak..). Dünya'da olanlar haberlerimize ancak şu şekilde yansıyor. Deprem, tsunami, savaş, one minute, futbol vs. vs. vs.
Ne kadar klişe gibi gözüksede yine de ben Dünya İnsanı lafını seviyorum ya da sevmek olmasa da madem bu kadar iletişim gelişti ve kafa da az biraz basıyorsa kendi Shire'ından çıkıp etrafta neler oluyor bakmak lazım düşüncesiyle ısındım desem daha doğru olur. Ama kaç kişi acaba Arjantin'de insanlar ne yer, şu an Çin'de hava nasıl, acaba orda da yazın kurak ve sıcak, kışın nemli ve yağışlı mı, acaba ekvatora gidildikçe insan daha bi dingil ama bi yandan da daha bi cana yakın mı oluyor...
Sonu yok tabi bunların.. hatta gaza gelip hadi 3-5 biriktirsemde gitsem atlas'ın bir yerlerine dense.. Ozaman belki hava değişimden kafaya giden oksijen değişir ve bu kafalarda uyku sersemliğinden, karanlık odalarından çıkar ve dünyanın sandığından çok ama çok farklı olduğunu görür, duyar ve koklar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder